Net Bilgi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM

3 posters

Aşağa gitmek

TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Empty TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM

Mesaj tarafından es_camillo 12.02.08 0:01

İşkence Aletleri Ve Bazılarının Kullanım Şekli..


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 11pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 14pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 16pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 19pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 20_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 23pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 24_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 26pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 27_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 29pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 33_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 35pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 36_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 37pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 38_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 40pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 43pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 44pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 46pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 48pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 49_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 52pitk10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM 53_pit10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal10


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal11


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal13


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal14


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal15


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal16


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal17


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal18


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal19


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal20


TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Kutsal21

TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Dogf10 TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Hangti10 TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM F010210



Sıcak demir ayakkabı giydirmek, başına ateşte kızartılmış demir kask koymak, göz yakmak. Sıcak suda haşlamak, diri diri yakmak.

Kurbanların canlı canlı iç organlarının çıkartılması, çeşitli şekillerde bağlanan kurbanların aç hayvanlar tarafından parçalanarak yavaş yavaş öldürülmesi.

Tekerleğe bağlanma, tırmık ve dikenli sopalarla işkence


Artan ağırlıklarla asma, çekiçle dövme
Canlı iken iç organların sökülmesi

İnsan parçaları ile beslenen köpekler....Ve dahası...

İŞKENCE ÇEŞİTLERİNDEN BAZILARIYDI..


BU İNSANLARIN TORUNLARI ŞİMDİ BİZİ BARBAR SIFATIYLA GÖRÜYORLAR


En son tarafından 12.02.08 0:22 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
es_camillo
es_camillo
Co Admin
Co Admin

Mesaj Sayısı : 375
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 28/11/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Empty Geri: TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM

Mesaj tarafından es_camillo 12.02.08 0:05

Kızgın kerpetenler, çivili sandalyeler, büyük huniler, parmakları sıkıştıran mengeneler, ölüm askıları... Tüm bunlar, 20. yüzyılda siyasi muhaliflerini susturmak ve sindirmek için, totaliter rejimlerin kullandığı zindan aksesuarları değil. Bu işkence aletleri, bir dönem, Katolik Kilisesi'nin vazgeçilmez yardımcılarıydı ve engizisyon mahkemelerinin utanç dolu sayfasını oluşturuyordu.

1633 yılının 22 Haziran günü, Roma, tarihinin en önemli günlerinden birine tanık oluyordu. Engizisyon mahkemesinde yargılanan Galileo Galilei'nin son sözleri merakla bekleniyordu. Ünlü bilgin acaba düşüncelerinde direnecek miydi, yoksa "itiraf" mı edecekti? Yüzlerce izleyici ve jüri sıralarını dolduran onlarca din adamının ortasında, kendisini tarihle hesaplaşmak üzere bir av gibi hisseden Galilei'nin ağzından şu sözler döküldü: "Ben, 'Güneş evrenin merkezindedir' dediğim için yargılanıyorum ve bu tür aykırı görüşleri nefretle kınıyorum, lanetliyorum. Aynı zamanda Kutsal Katolik Kilisesi'ne yapılan tüm yanlışları da..."

69 yaşındaki bilim adamı, kendisi gibi Güneş'i merkez kabul eden görüşü savunanlardan Giordano Bruno'nun kazığa bağlanıp yakılmasından sonra, pek kahramanca davranamamıştı. Ama yine de, bugün engizisyon denince akla "Galileo Gallilei'nin duruşması" geliyor. Nitekim 2000 yılında papa, binyıl kutlamalarını fırsat bilerek, başta büyük bilim adamları olmak üzere, bir zamanlar din adına gerçekleştirilen bu uygulamalardan dolayı özür diledi.


Üç büyük engizisyon... Gerek kararları, gerek siyası ve dini erki nedeniyle üç büyük engizisyon adından çok söz ettirdi. Ortaçağ Engizisyonu, Valdensesler ile Katharlar'ın kurulu düzeni sarsan öğretiler yaymaya balamaları üzerine, 1231'de Papa IX. Gregorius tarafından kuruldu.
İspanyol Engizisyonu ise, Castilla kraliçesi I. Isabella'nın ısrarı üzerine, Papa IV. Sixtus tarafından 1483 yılında onaylandı. Müslümanlar'la Yahudiler'in kendi inançlarına bağlanmalarını sağlamak hedeflenmişti. Bu nedenle, 200.000'e yakın Yahudi, 1492 yılında İspanya'yı terk etti.
Roma Engizisyonu, Roma Katolik Kilisesi'nin savunduğu öğretiyi korumak için III. Paulus tarafından 1542'de kuruldu. Genel olarak Calvin ve Lutherciler'e savaş açtı. Roma Engizisyonu, cadılık ve büyücülükle de uzun yıllar mücadele etti.


Bir manastıra ya da piskoposun sarayına yerleşen engizisyon sorgucusu, daha sonra halkı kilisede toplayıp uzun bir vaaz veriyordu. Amaç, yerel halkla ilişkileri sıcaklaştırmak ve onların güvenini kazanmaktı.

Engizisyon mahkemeleri, çoğunlukla "ihbar" müessesesi üzerine kurulmuştu. Eğer bir kişi kendi günahlarını gelip bir ay içinde itiraf ederse ve "özür dilerse" affedilirdi. Ancak bu süre içinde böyle bir davranışta bulunmazsa, ona karşı dava açılırdı. Davalı, mahkemede kendisini kimin ihbar ettiğini asla öğrenemezdi.

Sorgucunun katedralde verdiği vaaz, daha sonra yazılı olarak kiliselerin kapılarına asılırdı. Böylece hiç kimse "benim, mahkemenin geldiğinden haberim olmadı" diyemezdi. Bu ilandan sonra, sorguculara ihbarlar yağmaya başlardı. Mahkeme bir ay boyunca bu ihbarları okur, değerlendirir ve ihbar edilenlerin kendilerini göstermelerini beklerdi. İhbarların tümü noter tarafından kayda geçirilir ve bir temele dayanıp dayanmadıkları ya da sadece çamur atma olup olmadıkları araştırılırdı.

1593 yılında tutuklanan ünlü bilim adamı Giordano Bruno, önce Venedik Senatosu'na sevgilisi olan bir kadının kocası tarafından zina suçuyla ihbar edilmişti. Halkın tepkisinden korkan Senato, bu ihbarı kendisi değerlendirmek yerine engizisyon mahkemesine havale etmişti.

Mahkeme tutanaklarından, engizisyona gelen ihbarların yüzde ellisinin ciddiye alınmadığı açıkça görülüyor. Öte yandan, bugüne kadar pek bilinmeyen bir nokta, yanlış ihbarlarla suçlamada bulunan kişilerin de işkenceyle cezalandırılmasıydı.

İhbarın üzerinden bir ay geçtikten ve iyice değerlendirildikten sonra, engizisyon bir ön sorgulama yapardı. Bu noktada çok dikkatli davranılır ve suçlanan kişinin saygınlığını yitirmemesine özen gösterilirdi. Çok nadir olarak, ön sorgulamadan önce tutuklama yapılır ve bu durumda mutlaka iki tanık gösterilirdi. Ancak, ön sorgulamadan sonra, suçlanan kişi "tehlikeli" olarak tanımlanırsa, hemen tutuklanır veya piskoposluk sarayının ya da kraliyet mahkemesinin zindanına atılırdı.
Engizisyon kurallarına göre, tutukluların her türlü bakımından ve harcamalarından kilise sorumluydu. Belgeler, bu konuda oldukça ilginç uygulamalara tanıklık ediyor. Örneğin, bazı mahkûmlar pahalı şaraplar sipariş ediyor; hatta bazıları, geceyi eşleriyle birlikte geçirmeyi talep ediyorlardı. 1632 tarihinde engizisyon, mahkeme boyunca Galileo Gallilei'yi üç odalı bir evde ağırlamış ve kendisine bir de hizmetçi tahsis etmişti.

Mahkeme işlemleri basitti. Sanık ya piskoposluk sarayında ya da bir manastırda yargılanırdı. Mahkeme bir sorgucu kurulundan, noterden ve iki hukuk uzmanından oluşurdu. Bu uzmanlardan biri kilise dışından seçilebiliyordu. Mahkemelerde suçlanan kişinin bir avukatı yoktu. Sadece, sorgulamalarda itiraf edip etmediğine tanıklık etmek için bir kraliyet temsilcisi hazır bulunuyordu. Sorgucular, mahkemede suçlamalarını hem Latince hem de suçlunun anadilinde yapmak zorundaydılar. Sorgucular, çoğunlukla suçlu sıralarından çok daha yüksekte bulunan bir kürsüde otururlardı. Sorgucu konuşmasına, önce suçlunun kimliğinden, işinden, ailesinden söz ederek başlar ve daha sonra sözü işlenen suça getirirdi. Sorgucular psikolojik taktik konusunda çok uzmandılar. Suçluyu çelişkiye düşürüp, erken ve acele bir itiraf peşindeydiler. Bazı sorgucular bu konuda öyle uzmanlaşmışlardı ki, suçluyu giyiminden, bakışından ve duruşundan saptayabiliyorlardı. Engizisyon sorgucularının en ünlülerinin başında Bernardo Gui geliyordu. Çeyrek yüzyıl boyunca kendini soruşturmalara adayan bu Dominiken din adamı, sorgulamalarının büyük bir çoğunluğunu, 1324 yılına kadar Fransa'nın Toulouse kentinde sürdürdü. Başpiskopos ilan edildiğinde, o güne kadar tam 930 kişiyi yargılamış ve cezalandırmıştı.

Suçunu itiraf etmekte direnenler için işkence uygulanması, belki de engizisyon adının bu denli tiksinti ve ürperti yaratmasının nedeni...

Aslında, Ortaçağ boyunca bu yönteme çok fazla rağbet edilmemişti. İşkence uygulamasının kurumlaşması 14. yüzyıldan sonra Roma hukukunun kabul edilmesinden sonra gerçekleşti. İşkence, mahkeme boyunca söylediklerinde çok büyük kuşkular ve çelişkiler olan suçlular için, ancak ve ancak başpiskoposun onayıyla yapılırdı. Engizisyon mahkemelerinin uyguladığı işkenceler konusundaki tartışma, günümüzde de tüm hızıyla sürüyor. Bir grup tarihçi, bu işlemlerin acımasızlığını ve zalimliğini dile getiriyor. Onlara göre, bazı yazılı kaynaklarda işkence gören kimi suçluların vücutlarının normalden 30 santim daha uzadığı belirtiliyordu. Yine kurbanın ağzına, büyük hunilerle bir seferde litrelerce su, hatta kimi zaman idrar boşaltılıyordu. Günahkârların kalçaları kızgın kerpetenlerle sıkılıyordu. 1486 yılında Alman engizisyon sorgucuları tarafından kaleme alınan "Cadıların Tokmağı" adlı el kitabı, engizisyon mahkemesinin uyguladığı bazı işkence yöntemlerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu.


Dini doktrinlere karşı çıkanlar...

Katolik kilisesi, Ortaçağ'da gücünü sağlamlaştırdıktan sonra, kabul edilmiş doktrinlere karşı çıkanları toplum düşmanı olarak ilan etmeye başladı. Ancak, pişmanlığı reddedenler de vardı:

Roger Bacon (1220-1292)

Britanya İmparatorluğu'nda yaşayan Kelt bilim adamı, deney yöntemini ilk savunan Ortaçağ aydınlarındandı. Büyüteci bulan ilk olarak tarihe geçti. Fransisken öğretisini eleştirdiği için 15 yıl hapis yattı.

Ockhamlı William (1285-1347)

İngiliz filozof, varlık konusundaki yalınlık ve tutumluluk ilkesiyle ünlü... "Nesneler zorunlu olanlar dışında çoğaltılmamalıdır" sözü, "Ockham'ın usturası" şeklinde adlandırılıyor. Papalığa karşı imparatorluğu desteklemenin İncil'e uygun olduğunu söylediği için mahkum edildi. Ancak, Münih’e kaçarak yaşamını burada sürdürdü.

Giardano Bruno (1548-1600)

Aristotelesçi kapalı evren görüşünden ilk sıyrılanlar arasında yer alan İtalyan filozof, Kopernik'in ¤¤¤ini savundu. Evrende, Dünya'dan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledi. Aykırı görüşler beslediği için
es_camillo
es_camillo
Co Admin
Co Admin

Mesaj Sayısı : 375
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 28/11/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Empty Geri: TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM

Mesaj tarafından klavikula 12.02.08 0:46

okuyamadım içim kaldırmadı
klavikula
klavikula
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 434
Kayıt tarihi : 29/11/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM Empty Geri: TARİHİN KARANLIK SAYFALARINDAN BİR TUTAM

Mesaj tarafından att105 12.02.08 0:56

bu avrupalılar yüzyıllarca birbirlerini yediler yüzyıl savaşları, otuz yıl savaşları, 1. dünya savaşı, 2. dünya savaşı, sömürgelik falan sonra akıllandılar dünyanın başına daha beter bela oldular Evil or Very Mad Evil or Very Mad Evil or Very Mad
att105
att105
Co Admin
Co Admin

Mesaj Sayısı : 415
Kayıt tarihi : 29/11/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz